Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Toprak Tipleri
Türkiye'de topraklar genel olarak zonal, azonal ve intrazonal topraklar olmak üzere
üç ana grupta ele alınır. Zonal topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak zonlaşma
gösterecek şekilde yayılırlar. İntrazonal topraklar anakaya yapısına jeomorfolojik
şartlara ve drenaja bağlı olarak teşekkül ederler. Azonal topraklar ise horizonlaşma
göstermeyen dış etkenler ile taşınmış alüvyon, kil ve moren depoları gibi dolgu
maddelerinden meydana gelmiş topraklardır.
Zonal toprak tipleri ülkemizde en geniş bir yayılma alanına sahiptir. Anadolu yarımadasının
kuzey, batı ve güneyinde diğer bir değişle Karadeniz, Ege, Akdeniz coğrafi
bölgelerimizde oldukça belirgin bir şekilde karşımıza çıkarlar. Bu topraklar fazla
yıkanmış suda eriyen kimyasal maddesi az, yer yer silisli potzalleşmiş yer yerde
demir oksit ve aliminyum oksit bileşiklerinin fazla olduğu lateritik asit karakterlidir.
Bu toprakların bir kısmı daha nemli olan kuzeydoğu ve güneybatı bölgelerimizde
değişik özellikler gösterecek şekilde (Pedalfer) görülürken bir kısmıda az asit fakat
kuvvetli alkalin şekilde (Podzol) yağışların daha az olduğu batı ve güney kesimlerde
dikkati çekerler.
Zonal topraklar ülkemizde kahverengi orman topraklar, kızıl kahverengi potzolik
topraklar ve kızıl renkli Akdeniz "Terra Rossa" toprak tiplerinden oluşurlar.
Karadeniz bölgemizde, Trakya kuzey batısında Istrancalarda, İç Batı Anadolu eşiği
üzerindeki dağlık yüksek alanlarda Güneydoğu Toroslar üzerinde dikkati çeken bu
tip topraklar ormanlık alanlarda görülürler. Koyu renkli olup organik madde bakımından
zengin olan bu topraklar asit reaksiyon gösterirler.
Bu tip genelde orman örtüsü ile kaplı dağların yüksek kısımlarında karşımıza çıkar.
Doğu Karadeniz dağlarında, Bolu dağlarının Aladağlar ile Alaçam dağlarında nemli
soğuk ortamlarda sarıçam, ladin ve kayın ormanları altında yaygınlık gösterirler.
Kuvvetli asit karakterli olan bu topraklar yıkanmış olduğundan besin maddeleri
yönünden fakirdir.
Kalker, marn, kil ve serpantinlerden oluşan kayaçlar üzerinde ve genelde güney
Marmara bölümü, Ege, Akdeniz bölgelerinde yayılma gösteren Terra-Rossa Toprakları
kil ve demiroksitler bakımından zengin topraklardır. Kayalık kalker arazi
üzerinde yer yer dikkati çeken uvala ile polye tabanlarında görülen bu toprakların
genelde Toros dağlarının 1000 m.'in üzerinde olan kesimlerinde organik maddelerin
fazla yer tutması nedeniyle renkler çok daha koyu kırmızıdır. Bu topraklar yer
yer verimli ziraat topraklarını meydana getirirler.
Ülkemizde yaygın olan bu zonal toprak tipleri dışında ayrıca daha küçük alanlarda
dikkati çeken zonal topraklar ile de karşılaşılır. Bunlar İç Anadolu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerimizde dikkati çekerler. Bunların başlıcaları; Kireçsiz kahverengi
topraklar, kırmızımsı kahverengi topraklar, çernozyom, sierozem, kahverengi step
toprakları ve kestane renkli kırmızımsı topraklardır. Bu tip toprakların görüldükleri
alanlarda yağışlar 300-600 mm. arasındadır. Bu topraklar organik madde bakımından
fakirdir. Bu topraklar alkalen karakterli olup; renkleri koyu kahve ile sarımsı
kahverengi arasındadır. Genelde kuru tarımın yoğun olarak yapıldığı ve toprakların
Erzurum-Kars yaylalar sahasında derinlikleri 1m.'yi bulan ve alt horizonlarında
yoğun kireç birikimi olanlar, çernozyumlar ise üzerinde boyları 1 m'yi geçen otlar
ile hayvancılık ekonomisinin geliştiği alanlar olarak karşımıza çıkar.
Bu topraklar ülkemizde pek fazla geniş alanlar kaplamazlar. Toplam yözölçümde
ancak % 10 kadar saha azonal toprak alanıdır. Vadi tabanları, delta sahaları ve hafif
eğimli yamaçlarda çökelmiş depo dolgularından meydana gelen bu topraklarda horizonlaşma
gözükmez.
Ülkemizde bu toprakların görüldüğü başlıca yerler; Çarşamba, Bafra, Seyhan, Ceyhan,
Asi, Göksu, Sakarya deltaları ile Küçük, Büyük Menderes ve Gediz, Bakırçay,
vadi olukları Muş, Erba, Niksar, Erzurum ovalarıdır. Bu sahalarda yer alan toprakların
fiziksel ve kimyasal özellikleri ise tamamen akarsuyun taşıdığı ana malzeme
ile yakından ilgilidir. Bu topraklar genelde iyi drene olmuş verim kabiliyeti yüksek
tarıma elverişli topraklardır. Bunun dışında dağların eteklerinde yamaçlar önlerinde
üst seviyelerden taşınan malzemenin biriktiği koluviyal depolar, ince ve iri unsurların
bir arada görüldüğü topraklar olarak dikkat çeker. Bu topraklarda yapı yamaç
gerisindeki yüksek kütlenin özelliklerini taşır. Bu sahalarda yer alan topraklarda
aşınmanın kuvveti dikey yönlü gelişmelerde önemli rol oynar, aşınmanın durduğu
dönemlerde büyük ölçüde ince unsurların birikimi sağlanır. Bu toprakların
bulunduğu alanlar ağaç tarımının yapıldığı alanlar ile ormanlık sahalar olarak karşımıza
çıkar. Ayrıca ülkemizde daha dar alanlarda görülen başka azonal toprak tipleride
vardır. Bunlar kolüvyol depolar halinde çökelmiş kıyı ve kara kumulllarına
tekabül ederler, kıyılarda ve iç kesimlerde görülürler.
Ülkemizde oldukça sınırlı alanlarda ortaya çıkan bu topraklar genelde aşınmanın
devamlı olduğu yüksek alanlar ile birikmenin fazla olduğu kesimlerde, yer yer kapalı
havzalarda taban suyunun yüksek olduğu alanlarda yer yerde ana kayaya bağlı
olarak görülürler.
Ülkemiz yüzölçümünün % 2'sini kaplayan bu toprakların yüksek yamaçlar önünde
uzananlar kumlu, çakıllı olarak filiş serileri ile volkanik sahalar üzerinde gelişme
gösterirler. Toros dağlarının eteklerinde İç Anadolu bölgesinde (Karacadağ, Ürgüp,
Nevşehir) göller yöresinde (Gölcük) İzmir-Foça çevresinde belirgin bir şekilde karşımıza
çıkan topraklarda Kum oranı çok yüksektir. Anakayaya bağlı olarak gelişenleri
ise rendzina "kalker" ve grumusol "kil marn" toprakları olarak belirlenirler.
Rendzina toprakları ülkemizde yumuşak kireç taşının yaygın olduğu alanlarda görülür.
İç Anadolu, Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinde en fazla dikkati çeken bu topraklar
genellikle tahıl üretimi için çok elverişlidir.
Grumusol topraklar ise killi, kireçli, marnlı depolara bağlı olarak gelişme gösterirler.
Türkiye'de dikkati çektikleri alanlar ise Trakya'da Ergene havzası Güney Marmara
bölümünde Bursa-Karacabey arası, Muş ovası ve Konya havzasının bazı kesimleridir.
Kil oranının yüksek olduğu bu topraklar aynı zamanda koyu renkli ağır
bünyelidir. Yaz döneminde kuruduklarında bu topraklarda yer 2-3 cm. genişliğinde
ve 50-75 cm. derinliğinde çatlaklar meydana gelir. Organik madde bakımından
zengin olan grumusol topraklar tarımsal faaliyetler için elverişlidir.
Bunun dışında ülkemizdeki diğer intrazonal topraklar ise kurak iklim şartları ile kapalı
drenaj sisteminin bulunduğu yerlerde ve anakayada tuz oranının fazla olduğu
kesimlerde gelişme gösterirler. Bu tip topraklar içinde en fazla yer kaplayan ve dikkati
çekenler solonçak "Tuzlu Toprak" lardır. İç Anadoluda Konya havzasında Akgöl,
Çumura çevrelerinde, Erzurum ovasının merkezi kesimde Küçük ve Büyük
Menderes deltalarının denize yakın olan bölümlerinde görülürler. Bu sahalarda
topraklarda taban suyundaki sülfat ve klorür tuzlarının kapilerite ile yüzeye çıkması
sonucunda yer yer beyaz renkli lekeler görülür. Ayrıca toprak yüzeyinde şişmeden
dolayı ortaya çıkan kabarıklıklarda dikkati çeker. Diğer İntrazonal topraklar
içinde dar sahalarda görülenler ise bileşimlerinde genelde sodyum ve karbonatların
hakim olduğu alkali topraklar çorak "Tuzlu-Alkalı" topraklar tabansuyu seviyesinin
yüksek olduğu hidromorfik topraklar yüksek dağlık alanlarda orman sınırının
üzerindeki dağ çayırları ve göl kenarlarında görülen turbabalık topraklar olmak
üzere belirlenir.
Tarih: 2016-03-02 01:56:22 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Toprak Tipleri Nedir
Türkiye'de topraklar genel olarak zonal, azonal ve intrazonal topraklar olmak üzere
üç ana grupta ele alınır. Zonal topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak zonlaşma
gösterecek şekilde yayılırlar. İntrazonal topraklar anakaya yapısına jeomorfolojik
şartlara ve drenaja bağlı olarak teşekkül ederler. Azonal topraklar ise horizonlaşma
göstermeyen dış etkenler ile taşınmış alüvyon, kil ve moren depoları gibi dolgu
maddelerinden meydana gelmiş topraklardır.
1. Zonal Topraklar
Zonal toprak tipleri ülkemizde en geniş bir yayılma alanına sahiptir. Anadolu yarımadasının
kuzey, batı ve güneyinde diğer bir değişle Karadeniz, Ege, Akdeniz coğrafi
bölgelerimizde oldukça belirgin bir şekilde karşımıza çıkarlar. Bu topraklar fazla
yıkanmış suda eriyen kimyasal maddesi az, yer yer silisli potzalleşmiş yer yerde
demir oksit ve aliminyum oksit bileşiklerinin fazla olduğu lateritik asit karakterlidir.
Bu toprakların bir kısmı daha nemli olan kuzeydoğu ve güneybatı bölgelerimizde
değişik özellikler gösterecek şekilde (Pedalfer) görülürken bir kısmıda az asit fakat
kuvvetli alkalin şekilde (Podzol) yağışların daha az olduğu batı ve güney kesimlerde
dikkati çekerler.
Zonal topraklar ülkemizde kahverengi orman topraklar, kızıl kahverengi potzolik
topraklar ve kızıl renkli Akdeniz "Terra Rossa" toprak tiplerinden oluşurlar.
1.1. Kahverengi Orman Toprakları
Karadeniz bölgemizde, Trakya kuzey batısında Istrancalarda, İç Batı Anadolu eşiği
üzerindeki dağlık yüksek alanlarda Güneydoğu Toroslar üzerinde dikkati çeken bu
tip topraklar ormanlık alanlarda görülürler. Koyu renkli olup organik madde bakımından
zengin olan bu topraklar asit reaksiyon gösterirler.
1.2. Kızıl Kahverengi Podzolojik Topraklar
Bu tip genelde orman örtüsü ile kaplı dağların yüksek kısımlarında karşımıza çıkar.
Doğu Karadeniz dağlarında, Bolu dağlarının Aladağlar ile Alaçam dağlarında nemli
soğuk ortamlarda sarıçam, ladin ve kayın ormanları altında yaygınlık gösterirler.
Kuvvetli asit karakterli olan bu topraklar yıkanmış olduğundan besin maddeleri
yönünden fakirdir.
1.3. Kızıl Renkli Akdeniz "Terra-Rossa" Toprakları
Kalker, marn, kil ve serpantinlerden oluşan kayaçlar üzerinde ve genelde güney
Marmara bölümü, Ege, Akdeniz bölgelerinde yayılma gösteren Terra-Rossa Toprakları
kil ve demiroksitler bakımından zengin topraklardır. Kayalık kalker arazi
üzerinde yer yer dikkati çeken uvala ile polye tabanlarında görülen bu toprakların
genelde Toros dağlarının 1000 m.'in üzerinde olan kesimlerinde organik maddelerin
fazla yer tutması nedeniyle renkler çok daha koyu kırmızıdır. Bu topraklar yer
yer verimli ziraat topraklarını meydana getirirler.
Ülkemizde yaygın olan bu zonal toprak tipleri dışında ayrıca daha küçük alanlarda
dikkati çeken zonal topraklar ile de karşılaşılır. Bunlar İç Anadolu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerimizde dikkati çekerler. Bunların başlıcaları; Kireçsiz kahverengi
topraklar, kırmızımsı kahverengi topraklar, çernozyom, sierozem, kahverengi step
toprakları ve kestane renkli kırmızımsı topraklardır. Bu tip toprakların görüldükleri
alanlarda yağışlar 300-600 mm. arasındadır. Bu topraklar organik madde bakımından
fakirdir. Bu topraklar alkalen karakterli olup; renkleri koyu kahve ile sarımsı
kahverengi arasındadır. Genelde kuru tarımın yoğun olarak yapıldığı ve toprakların
Erzurum-Kars yaylalar sahasında derinlikleri 1m.'yi bulan ve alt horizonlarında
yoğun kireç birikimi olanlar, çernozyumlar ise üzerinde boyları 1 m'yi geçen otlar
ile hayvancılık ekonomisinin geliştiği alanlar olarak karşımıza çıkar.
2. Azonal Topraklar
Bu topraklar ülkemizde pek fazla geniş alanlar kaplamazlar. Toplam yözölçümde
ancak % 10 kadar saha azonal toprak alanıdır. Vadi tabanları, delta sahaları ve hafif
eğimli yamaçlarda çökelmiş depo dolgularından meydana gelen bu topraklarda horizonlaşma
gözükmez.
Ülkemizde bu toprakların görüldüğü başlıca yerler; Çarşamba, Bafra, Seyhan, Ceyhan,
Asi, Göksu, Sakarya deltaları ile Küçük, Büyük Menderes ve Gediz, Bakırçay,
vadi olukları Muş, Erba, Niksar, Erzurum ovalarıdır. Bu sahalarda yer alan toprakların
fiziksel ve kimyasal özellikleri ise tamamen akarsuyun taşıdığı ana malzeme
ile yakından ilgilidir. Bu topraklar genelde iyi drene olmuş verim kabiliyeti yüksek
tarıma elverişli topraklardır. Bunun dışında dağların eteklerinde yamaçlar önlerinde
üst seviyelerden taşınan malzemenin biriktiği koluviyal depolar, ince ve iri unsurların
bir arada görüldüğü topraklar olarak dikkat çeker. Bu topraklarda yapı yamaç
gerisindeki yüksek kütlenin özelliklerini taşır. Bu sahalarda yer alan topraklarda
aşınmanın kuvveti dikey yönlü gelişmelerde önemli rol oynar, aşınmanın durduğu
dönemlerde büyük ölçüde ince unsurların birikimi sağlanır. Bu toprakların
bulunduğu alanlar ağaç tarımının yapıldığı alanlar ile ormanlık sahalar olarak karşımıza
çıkar. Ayrıca ülkemizde daha dar alanlarda görülen başka azonal toprak tipleride
vardır. Bunlar kolüvyol depolar halinde çökelmiş kıyı ve kara kumulllarına
tekabül ederler, kıyılarda ve iç kesimlerde görülürler.
3. İntrozonal Topraklar
Ülkemizde oldukça sınırlı alanlarda ortaya çıkan bu topraklar genelde aşınmanın
devamlı olduğu yüksek alanlar ile birikmenin fazla olduğu kesimlerde, yer yer kapalı
havzalarda taban suyunun yüksek olduğu alanlarda yer yerde ana kayaya bağlı
olarak görülürler.
Ülkemiz yüzölçümünün % 2'sini kaplayan bu toprakların yüksek yamaçlar önünde
uzananlar kumlu, çakıllı olarak filiş serileri ile volkanik sahalar üzerinde gelişme
gösterirler. Toros dağlarının eteklerinde İç Anadolu bölgesinde (Karacadağ, Ürgüp,
Nevşehir) göller yöresinde (Gölcük) İzmir-Foça çevresinde belirgin bir şekilde karşımıza
çıkan topraklarda Kum oranı çok yüksektir. Anakayaya bağlı olarak gelişenleri
ise rendzina "kalker" ve grumusol "kil marn" toprakları olarak belirlenirler.
Rendzina toprakları ülkemizde yumuşak kireç taşının yaygın olduğu alanlarda görülür.
İç Anadolu, Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinde en fazla dikkati çeken bu topraklar
genellikle tahıl üretimi için çok elverişlidir.
Grumusol topraklar ise killi, kireçli, marnlı depolara bağlı olarak gelişme gösterirler.
Türkiye'de dikkati çektikleri alanlar ise Trakya'da Ergene havzası Güney Marmara
bölümünde Bursa-Karacabey arası, Muş ovası ve Konya havzasının bazı kesimleridir.
Kil oranının yüksek olduğu bu topraklar aynı zamanda koyu renkli ağır
bünyelidir. Yaz döneminde kuruduklarında bu topraklarda yer 2-3 cm. genişliğinde
ve 50-75 cm. derinliğinde çatlaklar meydana gelir. Organik madde bakımından
zengin olan grumusol topraklar tarımsal faaliyetler için elverişlidir.
Bunun dışında ülkemizdeki diğer intrazonal topraklar ise kurak iklim şartları ile kapalı
drenaj sisteminin bulunduğu yerlerde ve anakayada tuz oranının fazla olduğu
kesimlerde gelişme gösterirler. Bu tip topraklar içinde en fazla yer kaplayan ve dikkati
çekenler solonçak "Tuzlu Toprak" lardır. İç Anadoluda Konya havzasında Akgöl,
Çumura çevrelerinde, Erzurum ovasının merkezi kesimde Küçük ve Büyük
Menderes deltalarının denize yakın olan bölümlerinde görülürler. Bu sahalarda
topraklarda taban suyundaki sülfat ve klorür tuzlarının kapilerite ile yüzeye çıkması
sonucunda yer yer beyaz renkli lekeler görülür. Ayrıca toprak yüzeyinde şişmeden
dolayı ortaya çıkan kabarıklıklarda dikkati çeker. Diğer İntrazonal topraklar
içinde dar sahalarda görülenler ise bileşimlerinde genelde sodyum ve karbonatların
hakim olduğu alkali topraklar çorak "Tuzlu-Alkalı" topraklar tabansuyu seviyesinin
yüksek olduğu hidromorfik topraklar yüksek dağlık alanlarda orman sınırının
üzerindeki dağ çayırları ve göl kenarlarında görülen turbabalık topraklar olmak
üzere belirlenir.
Tarih: 2016-03-02 01:56:22 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx